Resesyon tipik olarak düşen gelir ve tüketici harcamaları, yüksek işsizlik, düşen borsalar, artan iş başarısızlıkları gibi ekonomik aktivitelerin genel olarak bir düşüş içerisine girdiği bir dönemdir. Geçmiş yıllara baktığımızda resesyonlar genel olarak I. ve II. dünya savaşından sonra oluşmakta veya devletler birbirleriyle savaştıktan sonra oluşabilmektedir. Yani daha çok krizlerden sonra resesyonlar oluşmaktadır.
Resesyonu anlayabilmek için ekonomistler bir ülkenin GSYİH (Gayri Safi Yurt İçi Hasılat) verilerine bakarlar, bu veriler peş peşe iki çeyrek boyunca negatif büyüme gösterirse bu durumda o ekonomide durgunluk ilan edilir. Ancak her zaman resesyonlar böyle görünmez bazı zamanlarda diğer ekonomik göstergeler ve aylık GSYİH verilerine bakarak bunu anlayabilirler.
Bir Resesyon Ne Kadar Sürer
Ekonomik resesyonlar genel olarak 6 ay ile 3 yıl arasında değişebilmektedir. Bazı zamanlarda ise bu sayı artabilmektedir. Ancak bazı durumlarda ise bu durumun 6 aydan daha kısa sürdüğü de görünmüştür. Ulusal Ekonomik Bürosuna göre en uzun durgunluk Ekin 1873'ten Mart 1879'a kadar 65 ay (5 yıldan fazla) sürdü. Buna ilave olarak 1930'larda büyük burhan denilen resesyon ise 20 aydan fazla olmadı, ondan sonraki en uzun resesyon ise Aralık 2007'den Haziran 2009'a kadar olan 18 aylık bir resesyondur.
Kısaca En Uzun Resesyonlar
- Ekim 1873 - Mart 1879 Resesyonu
- 1930 Büyük Buhran
- Aralık 2007 - Haziran 2009
Tüketicilerin harcamaları düştükçe, fabrika ve şirketlerin kazancı daralmaktadır. Bu zor zamanları aşmak için yeterli mali kaynağa sahip olmayan işletmeler genellikle iflas başvurusunda bulunur ve böyle bir durumda işçileri işten çıkarırlar. İşsizlik oluştuğunda banka kredileri, ev kirası, ipotekler gibi faktörler oluşur ve tüketici harcamalarında daha da düşer. Resesyonların en büyük problemi işsizliği arttırması ve insanların gelirlerinin düşmesidir.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder